Genel

Ocak Ayı – Kültür Sanat Faaliyetlerim

Sene başındaki hedeflerimden biri de kültür-sanat faaliyetlerine daha çok zaman ayırmaktı. Gerek iş yoğunluğu, gerek tembellikten olsa gerek bu kısmı uzun zamandır ihmal etmiştim. Özellikle Netflix’in çıkmasıyla beraber kitap okuma alışkanlığımı neredeyse bıraktım. Netflix adeta Twitter etkisi yaratmış ve uzun makale/yazı okuma isteğimi elimden almıştı. Hatta 45 dk.’lık dizilere o kadar alışmıştım ki, uzun metraj film bile izlemek istemiyordum. Tüm bu sebeplerden ötürü kendim için radikal bir karar aldım ve kendime Netflix kotası getirdim. Ayda 2 veya 3 (maksimum) dizi izleme kotası koydum. İlk ay sonuçları istediğim seviyede olmasa da iyi bir noktaya gelmiş durumda 🙂

Ayda bir kere yayınlayacağım bu yazı serisiyle, sizlere kısa kısa izlediğim film, dizi ve tiyatroları, okuduğum kitapları ve gezdiğim yerleri paylaştığım. İçerik ile ilgili yorumlarınızı paylaşırsanız çok memnun olurum, umarım keyifli bir içerik olur.

Devamını Oku

Merhaba 2020 – Nerede Kalmıştık?

Bu yazıyı yazarken ki duygularım; özlem, heyecan ve umut. Bu üç duyguyla 2020 yılına başlıyorum. 

En son yazdığım yazının üzerinden yaklaşık 5 sene geçmiş, bir dönemin hızlı yazarı, içerik üretici olan ben, ne olduysa iş hayatının suni yoğunluğuna kapılmış ve adeta içine kapanmıştım. Bu yıl fabrika ayarlarıma geri dönme kararı aldım. Bunlardan bir tanesi de blogumu tekrar eski günlerine geri döndürmek.

Eski yazılarıma baktığımda bir çok teknolojik konu güncelliğini yitirmiş, şuanki tecrübeme göre kötü yazılmış makaleler ile dolu. Onları elbette silmeyeceğim; benim bugün geldiğim noktayı, gösterdiğim gelişmeyi gözlemlemem için iyi bir referans noktası.

Peki bundan sonra ne olacak; çok büyük büyük laflar edip mahcup olacağım sözler vermek istemiyorum ama ayda en az bir kere teknik bir makale yayınlayacağım. Sadece teknik konularda değil, o ay gezdiğim yerleri, okuduğum kitabı, izlediğim film, tiyatro ve dizileri, sektörel meseleler hakkında gözlemlerimi ve çözüm önerilerimi de yine bu blog’da okuyabileceksiniz. 

Peki neden Medium değilde blog?

Medium’un gücüne ve etkisine inanıyorum fakat blog tamamen benim yansımam olacağını düşünüyorum. Vefa duygusu olan biriyim bu yüzden Medium yokken bana kendimi anlatma fırsayı veren bloguma bu vefasızlığı yapamazdım. Bu yüzden tamamen beni yansıtan bu siteden devam etmek istiyorum. 

Umarım bu yazıyı yayınlayarak devamını getirebilir ve sizlere bir mahcubiyet yaşamam. 

Haydi o zaman, şimdiden herkese güzel bir 2020 yılı olsun… 🙂

Ne Konuştuk Be!

Lise tercih döneminde bir çok teknik ve anadolu teknik lisesinin bilgisayar ve elektronik bölümlerine başvurmuştum ama içimden hep gazetecilik bölümünde okumak geçiyor, şuan da ismini hatırlayamadığım, Beşiktaş civarında tarihi bir bina da eğitim veren lisenin gazetecilik bölümüne başvurmuştum ama kazanamamıştım 🙁 Her şeyde bir hayır vardır diyerek liseye Elektronik ile başladım, Endüstriyel Otomasyon olarak Meslek Yüksek Okula devam ettim, Elektronik Mühendisi olarak Kadir Hasa geçiş yaptım ve en nihayetinde Bilgisayar Mühendisi olarak mezun oldum. Aslında lisede Bilgisayara başlayacaktım fakat abim ile annem arasında konuşup Elektronik’de gelecek var deyip beni Elektroniğe yazdırdılar.

Ne Konuşalım? Logo

İnsan hedefi için yoldan ne kadar çıkarsa çıksın, önünde sonunda hedeflediği noktaya geliyor. Bende her girdiğim yanlış yolda çok faydalı şeyler öğrenerek hedefime ulaştım. Bilgisayar Mühendisliği hedefim, televizyon programcılığı ise beni heyecanlandıran tutkumdu. Sonunda bu tutkumu da gerçekleştirdim.

Devamını Oku

Futbol Terörünün Sorumluları!

Dün maçtan sonra haber sitelerinde ve televizyonlarda yer aldı “taraftar” Burak Yıldırımın ölümü. Öldürüldüğü yer Edirnekapı metrobüs çıkışıydı yani Fatih’de oturan biri olarak sık sık kullandığım duraktı. Dün bende maça gitmiş olsaydım bende metrobüsle dönecektim ve muhtemelen üzerimde tuttuğum takımın forması olacaktı ve belki de Burak Yıldırımın başına gelenler benim başıma gelecekti. 

Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun, ailesine sabırlar versin.

Bu yazı bu paragrafta bitebilir aslında, daha bir şey söylemeye gerek var mı? Ölen ölmüş, öleni geri getirmek mümkün değil ama bir şeyi yapmak mümkün; bir daha bir gencin takım tuttuğu için ölmemesini sağlayabiliriz. Herkes öfke ile biraz da popülist bir yaklaşım ile dönemin İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher’ın meşhur Heysel faciasından sonra İngiliz kulüplerini Avrupa’dan 5 yıl uzaklaştırmasını örnek alarak diyor ki; Bizde gitmeyelim! 

Peki çözüm bu mu? 

Devamını Oku

Yeni Projemiz: TweetDM

Başlığı gören Facebook ve Twitter’daki dostlarımın tepkisini duyabiliyorum; “Yeter artık Burak  :-)” Açıkçası pek de haksız sayılmazlar geçen haftadan beri gerek Facebook’dan gerek Twitter’dan yeteri kadar rahatsız ettim onları. (Sayfa beğenme isteği bile gönderdim 🙁  ) Bu yüzden giriş cümlemi onlara ithaf etmek istedim. Destekleyen herkese çok teşekkür ederim.

Bilindiği üzere MedyaBAF’ın sahibi sevgili dostum Aybers Polat ile birlikte geçen hafta Tweet DM uygulamamızı açtık. Uygulama nedir? Ne iş yapar? bunlar hakkında uzun uzadıya yazmayacağım. Semiyun ekibi sağolsun uygulamamızı inceledi, notlarını verdiler. Buraya tıklayarak uygulamayı inceleyen yazıyı okuyabilirsiniz. Ayrıca Star Gazetesi Teknoloji bölümünde çıkan haber için de buraya tıklayarak bakabilirsiniz.

Bu yazı ne için o zaman diyorsunuz? 

Devamını Oku

ELECO 2012 – Kablosuz Hasta Takip

Geçen hafta katıldığım ELECO 2012 Sempozyumunda “Kablosuz Hasta Takip” isimli makalemi ve posterini paylaşıyorum. İlerleyen günlerde gerçekleştirdiğim bu projenin modüllerini de sizlerle paylaşıyor olacağım…

Poster;

Başarı Nedir?

Bu yazı da elbette bu sorunun cevabını bulamayacaksınız ama zaten bu soruyu kendinize sormuş bulundunuz bir kere.

Kaybedenler Kulübünü seyrettim (evet biraz geç kaldım), seyretmeyenler için filmdeki bir karakterden kısaca bahsetmek istiyorum; Nejat İşlerin oynadığı Kaan karakteri, bir yayınevi sahibi, boş zamanlarında fotoğraf çeken ve haftanın 4 gecesi arkadaşı ile birlikte radyo programı yapan bir karakter.

Soru basit aslında, bir kitabı satmak mı başarı? yoksa basmak mı? yada gelin soruları çoğaltalım; Para kazandığın bir işte mi başarılısın? yoksa heyecanlandığın, zevk aldığın bir işte mi?

Hadi gelin şu soruyu da soralım tam olsun; Para kazandığın iş mi seni mutlu eder? Mutlu olduğun işte mi çok para kazanırsın?

Devamını Oku

Mezuniyet Yazısı

Herkes yıllık yazar benim de yıllığım burası olsun.

Geçen Perşembe bitirme projemin sunumunu yaparak Kadir Has Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliğini bitirdim. Bu yazı hem kısa bir özet, hem de teşekkür etmek istediklerime uzun uzun teşekkür edebileceğim bir yazı olsun istedim. Bu yüzden yazı kişisel ve uzun olacaktır üçüncü satırda uyarayım 🙂

Şu bir gerçek mezun olunca hayatınız da pek bir şey değişmiyor ama ilk akşam çok garip oluyor. Eve geldiğiniz de ertesi gün için çalışmanız gereken bir sınavınız yok, hazırlamanız gereken bir ödev, sunum, proje vs. yok. Bir boşluk da hissediyor insan kendini, bu yüzden bende çalıştığım firmadan 1 hafta izin almama rağmen iptal ettim ve Pazartesi iş başı yaptım. İş yerinde de pek bir değişik ortam yoktu. Her ne kadar; “Bana sorabilirsiniz, bilgiler daha iki gün önce çıktı.” desem de pek umursayan olmadı.

Uzun lafın kısası arkadaşlar mezun olunca bir şey değişmiyor, garip bir rahatlık ve bu rahatlıkla beraber bir tedirginlik oluyor; “acaba yapacak bir şey kaldı mı?” diye.

Peki bundan sonra ne yapacağım?

Devamını Oku

1 2 3  Scroll to top